"Çeşitliliği, Hakkaniyeti ve Kapsayıcılığı başarımızın
temel unsurları olarak benimsiyoruz"
Çeşitlilik, Hakkaniyet ve Kapsayıcılık konusundaki düşüncelerimi paylaşırken, ilham verici birkaç alıntıyla başlamayı arzuluyorum. Ancak, bu noktaya gelmeden önce L’Oréal olarak DEI (Diversity, Equity, Inclusion) olgusunun içinde yer alan "eşitlik" kavramını "hakkaniyet" olarak kullandığımızı belirtmek isterim.
Çünkü özellikle dezavantajlı grupları düşündüğümüzde, gerçek bir kapsayıcılıktan bahsetmek için yalnızca eşitlik yeterli olmamakta; hakkaniyet merceğiyle bakmak, durumu daha adil bir biçimde değerlendirmemizi sağlamaktadır.
Misyonumuz, en kapsayıcı güzellik lideri olmak ve herkesin güvenli, barışçıl ve eşit bir şekilde yaşayabileceği bir topluma katkıda bulunmak. Bu nedenle, çeşitli bakış açılarına sahip birey ve ekiplerin farklı güzellik beklenti ve yaklaşımlarını anlamada, geniş bir tüketici kitlesine hizmet etmede ve fırsatları yakalamada daha başarılı olacaklarına inanıyoruz.
DEI Yolculuğumuz
DEI çok geniş bir konu, bu nedenle çeşitli uzmaklıklar gerektiriyor. Bu yolculukta görüşlerinden yararlandığımız kıymetli çalışmalara imza atan kişiler de bizlere nefes oluyor. Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu ve uzun yıllar boyunca sivil haklar ve DEI konularında önemli çalışmalara imza atan Verna Myers’ın dediği gibi, "Çeşitlilik, bir partiye davet edilmenizdir. Kapsayıcılık ise o partide dansa kaldırılmanızdır". Türkiye’de çeşitli sektörlerdeki şirketlere kuşak araştırmaları, organizasyonel çekicilik ve çeşitlik, eşitlik ve hakkaniyet alanlarında danışmanlık sağlayan Evrim Kuran ise bunu "Hakkaniyet, dans pistinde adil bir alana sahip olmanızdır". diyerek tamamlıyor. Her iki değerli ismin de bize işaret ettiği nokta aslında çeşitlilik kavramının tek başına var olmadığı mutlaka hakkaniyet ve kapsayıcılık gibi olgularla desteklenmesi gerekliliğidir.
L'Oréal Türkiye olarak, bu yaklaşımların her zaman bir adım ötesinde durmak bizim hedefimiz. “Partiyi birlikte organize etme” aşamasını layıkıyla hayata geçirmiş muhteşem bir ekibin parçası olmaktan inanılmaz gurur duyuyorum. DEI alanına bütüncül bir bakış açısıyla bakıyor; yalnızca L’Oréal çatısı altında değil, neredeyse her gün iletişim halinde olduğumuz paydaşlarımız ve iş ortaklarımızın da kendi bünyelerinde konuya aynı özen ile yaklaşmalarını değerli buluyoruz. Bu alandaki en büyük kararlılığımızın ise altını çizen tabii ki devreye aldığımız güçlü politikalar ve somut adımlarımız.
L'Oréal Grup olarak misyonumuz, en kapsayıcı güzellik lideri olmak ve herkesin güvenli, barışçıl ve eşit bir şekilde yaşayabileceği bir topluma katkıda bulunmaktır. Bu nedenle, çeşitli bakış açılarına sahip birey ve ekiplerin farklı güzellik beklenti ve yaklaşımlarını anlamada, geniş bir tüketici kitlesine hizmet etmede ve fırsatları yakalamada daha başarılı olacaklarına inanıyoruz. Hizmet verdiğimiz insanlar kadar çeşitli olmaya çalışarak, bu vizyonumuzu yaşatmaya ve korumaya kararlıyız.
Çeşitlilik, hakkaniyet ve kapsayıcılık (DEI) konularında yaptığımız çalışmaları her yıl global merkezimize raporladığımız, titizlikle yürütülen bir mekanizmamız var.
Bu mekanizmanın merkezinde, 37 kişiden oluşan ve L'Oréal Türkiye’nin çeşitlilik ve kapsayıcılık stratejilerini belirleyen bir komite yer alıyor. Bu komite, düzenli olarak bir araya gelip; L'Oréal Türkiye’ nin DEI alanında önceliklerini değerlendiriyor ve dört ana başlık altında projelerin geliştirilmesi adına son bir yılda bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz ve planladığımız önemli çalışmaları paylaşıyoruz:
Bedensel, Ruhsal ve Psikolojik Sağlık
Çalışanlarımızın bedensel, ruhsal ve psikolojik sağlığını iyileştirmeye yönelik çalışmalar yapmak. Geçtiğimiz yıl, "Wellness Günleri-Bütünsel İyilik Günleri" düzenledik ve üç gün boyunca ofisimizde yoga ve meditasyon seansları, fonksiyonel tıp ve iletişim koçlarıyla seminerler gerçekleştirdik. Çalışanlarımızın stres ve anksiyete ile baş edebilmeleri için Avita ile iş birliği yaparak, üç seansa kadar ücretsiz psikolojik destek hizmeti sunduk. Bu yıl, bu inisiyatifi genişleterek bir "Wellness Kulübü" kurduk. Bu kulüp, çalışanlarımızın sağlık ve zindeliklerini geliştirmek adına farklı projelere imza atıyor.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Toplumsal cinsiyet eşitliğini destekelemek adına çeşitli cinsiyet kimiliği ve cinsel kimliğe sahip çalışma arkadaşlarımızın kendini ifade edebileceği bir ortam yaratmak temel önceliklerimizdendir. Bu bağlamda, kapsayıcı bir iş yeri ve kültürü inşa etmek için eğitimler ve farkındalık kampanyaları düzenliyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın, çeşitli kimlik ve yönelimlerini zenginliklerimiz olarak görüyor, kendilerini güvende, kabul edilmiş ve kapsanmış hissetmeleri için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Kültürel, Sosyal ve Ekonomik Kapsayıcılık
Farklı kültürel, sosyoekonomik geçmişe sahip bireyleri iş gücümüze dahil etmek. İşe alım stratejilerimizin gücünü artırarak, sadece ülkenin belirli üniversitelerinden değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerden yetenekli bireyleri şirketimize kazandırmayı hedefliyoruz. İşe alımlarda bu çeşitliliği destekliyor; farklı bakış açılarını işyerimize entegre ederek daha yenilikçi çözümler üretebileceğimize inanıyoruz.
L'Oréal Türkiye olarak, DEI konusundaki kararlılığımızı somut adımlarla destekleyerek, herkes için daha adil, kapsayıcı ve yenilikçi bir çalışma ortamı yaratmaya devam ediyoruz. Bu projelerimizin sadece iş yerimizi için değil, toplumsal düzeyde de pozitif bir katkı sağlayacağına inanıyoruz.
L’Oréal Türkiye olarak bu projeleri hayata geçirerek, her yaştan çalışma arkadaşımızın kimlik ve yönelimlerinin bir değerlendirme aracı olmadığı, sadece yeteneklerinin öne çıktığı bir dünya yaratmayı hedefleyerek, insan olarak sahip olduğumuz tüm çeşitliliği saygı ile kucaklayan hakkaniyetli bir çalışma ortamı yaratmanın birincil önceliklerimizden biri olduğuna inanıyoruz.
Tüm bunları gerçekleştirirken yetkinliklerinin, ruhsal ve fiziksel sağlıklarının korunmasını hedefliyoruz.
Bugün de önemli bir mesafe katettiğimiz üzere çalışma arkadaşlarımızın işe yönelik teknik yetkinliklerinin güçlendirilmesinin yanında kapsayıcı, hakkaniyetli ve çeşitliliğimizi destekleyen bir çalışma ortamı için elimizden geleni yapıyoruz.
Kadının Güçlendirilmesi
L’Oréal Türkiye olarak kalabalık bir ekibiz. Çalışanların yüzde 66’sı kadınlardan oluşuyor. Orta ve üst kademede çalışan kadın oranımız yüzde 56,6.
Gelecek nesillere bırakacağımız en önemli hazinenin toplumsal cinsiyet eşitliği için artık mücadeleye gerek olmadığı, herkesin sadece insan olarak değer gördüğü bir toplum düzeni olduğuna inanıyoruz. L’Oréal Türkiye’de de bunun için tüm gücümüzle çalışıyoruz.Kadınların yaşamlarına dokunmayı sorumluluk olarak kabul ediyor; toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen projelere imza atmaktan gurur duyuyoruz.
2020'den beri L'Oréal Kadın Fonu ile dünya çapında 2.5 milyondan fazla kadın ve kız çocuğuna doğrudan destek sağladık. L'Oréal Grup olarak, sosyal ve çevresel sorunların iyileştirilmesi için 200 Milyon € dan fazla fon ayırıyoruz. Bu fonun 80 Milyon €’luk kısmı ise özellikle pandemi sonrasında şiddet, yoksulluk gibi sorunlarla mücadele ve zor şartlarda yaşayan kadınlara destek vermek adına kullanılmak üzere ayrıldı. Türkiye’den ise şimdiye kadar KAMER ve İMECE’nin değerli projeleri bu fondan fayda sağlamaya almaya hak kazandı, amacımız bu sayıyı katlayarak artırmak. Hem kendi çatımız altında hem de STK'larla iş birliği yaparak kadınların güçlenmesini sağlamaya devam ediyoruz. Daha adil ve kapsayıcı bir dünya için çalışmaya devam ediyoruz.
Dünya çapında 1,6 milyon kişiye eğitim veren "StandUp - Sokak Tacizine Karşı" projesi aracılığıyla sokak tacizi gibi acil sorunları ele alıyoruz. Türkiye'de 149.000 kişi eğitime katıldı ve bu konuda Avrupa'da lider olduk. Ayrıca, KAGİDER ve BÜYEM ortaklığıyla Hatay'da "Dermatoloji Uzmanı Eğitim ve İstihdam Programı" ile depremden etkilenen kadınlara destek oluyoruz. Bu program, satış ve müşteri deneyimi gibi becerilere odaklanarak 120 kadına 64 saatlik eğitim sağlıyor ve ardından istihdam fırsatları sunuyor.
KAGİDER işbirliğiyle başlatılan "Write Your Future" programımız, 18-35 yaş arası genç kadınları beceri geliştirme ve mentorluk yoluyla güçlendirerek, 50 katılımcıya doğrudan ve 2.000 katılımcıya e-öğrenme platformu aracılığıyla ulaşacak.
Kérastase markamız, 50 mentoru 50 danışanla bir araya getiren “Power Talks” mentorluk programıyla genç kadınların özgüvenini teşvik ediyor.
Geçtiğimiz yıl Skinceuticals markamızla başlattığımız “Değer Katmak Bizim Ellerimizde” dönüşüm projesi bu yıl da devam ediyor. Anadolu’nun el sanatlarından ve kadın emeğinin gücünden ilham alarak, neredeyse unutulmuş Anadolu el sanatı “Buğday Samanı Örme”yi kullanarak Hazek Kadın Kooperatifi üyelerinin yaptığı ürünleri Aslı Filinta’nın tasarladığı güzel çantalara dönüştürdük. Bu proje 350 kadına ve ailelerine etki etti ve bu yıl hedefimiz üretilen çanta sayısını artırmak ve bu projeyi büyütmeye devam etmek.
Bilim Kadınları İçin
Bilimin gücüne inanıyoruz ve bu alanda kadınlarımızın liderliğini vurgulamaya odaklanıyoruz. Bilim alanındaki en önemli projemiz, “Dünyanın bilime, bilimin de kadınlara ihtiyacı var” sloganıyla başlattığımız “Bilim Kadınları İçin” programıdır.
Türkiye'de uzun süredir devam eden bu destek projesi, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ile iş birliği yaparak bilimde cinsiyet eşitliğini sağlamayı, STEM alanında genç kadınları desteklemeyi ve genç nesil için rol modeller yaratmayı amaçlıyor.
Geçtiğimiz yıl projenin kapsamını, üniversiteli genç kadınlara yönelik mentorluk programıyla genişlettik. Bu yıl ise Young Guru Academy tarafından hayata geçirilen ‘Bilim Seferberliği’ne destek oluyoruz. Bugüne kadar Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki bir üniversiteden ‘Bilim Kadınları İçin’ Programı’ndan ödül alan bir bilim kadını bulunmuyor. Biz de bölgede geleceğin bilim insanlarının yetişmesine katkıda bulunmayı amaçlayarak, Young Guru Academy (YGA) iş birliğimiz ile ortaokul öğrencilerini vicdanlı bilimle tanıştırıyoruz. Doğu Anadolu’daki dezavantajlı bölgelerde eğitim gören bine yakın çocuğu, Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, Harvard & MIT'de öğretim üyeliği yapmış olan Prof. Dr. Mehmet Toner, Psikolog ve Yazar Prof. Doğan Cüceloğlu ve Eğitim Politikaları Danışmanı Sevinç Atabay’ın danışmanlığında üretilen bilim setiyle buluşturacağız.
Türkiye'de son 22 yıldır, gelecek vaat eden projelere sahip 124 genç kadın bilim insanını destekledik. Bir Uluslararası Mükemmellik Ödülü'müz var ve beş Türk kadın bilim insanımız üst üste dört yıl Uluslararası Yükselen Yetenekler olarak seçildi.
İnisiyatifler
L'Oréal Group'ta, dünya çapında 27 sektörde 3.795 halka açık şirketi değerlendiren "2024 Equileap Cinsiyet Eşitliği Raporu"nda dokuzuncu sıradayız.
Çalışanlarımızı ve ailelerini desteklemek için, "önce insan" yaklaşımımızı yansıtan "Ebeveynlik İzni Manifestosu"nu tanıttık. Bu manifesto, ebeveynlik yolculuklarındaki çalışma arkadaşlarımızın haklarının, pozisyonlarının, terfilerinin veya gelişim süreçlerinin etkilenmeyeceğini ve olumsuz ayrımcılığa maruz kalmayacaklarını garanti eder. Yasal doğum izni 16 hafta iken, L'Oréal Türkiye 18 hafta sunmaktadır. Türkiye'de yasal babalık izni beş gün iken çalışma arkadaşlarımıza bu izni 6 hafta olarak sağlıyoruz.
Çalışan konseyimiz kurumsal demokrasimizin örneğidir. Bu yapı, çalışma arkadaşlarımızın düşüncelerini özgürce ifade etmelerine, geri bildirim, önerilerde bulunmalarına ve endişelerini dile getirmelerine olanak tanır. Her fikrin duyulmasını sağlamaktan mutluluk duyuyoruz ve çalışma yöntemlerimizin sektör için bir iyi iş yapış biçimi haline gelmesi gurur verici. DEI kapsamında, bu meclisimiz sadece kadınları değil, şirketimizin her bir bireyini de temsil etmektedir.
Çalışma arkadaşlarımızın bakış açılarını dinleyerek ve değerlendirerek şirketimizin geleceğini şekillendirmede aktif katılımcılar haline getirmeyi, olumlu ve kapsayıcı bir iş yeri yaratmayı amaçlıyoruz.
L'Oreal Türkiye’deki tüm fonksiyonlardan temsilciler, seçilmeleri ile görevlerine hemen başladılar. Bu dinamik yapının yeni ekibimizle gerçekleştireceği çalışmaları dört gözle bekliyoruz.
Erişilebilir ve Engelsiz
Herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu bir ortam yaratmak, güçlü ve üretken bir iş gücü için temel gerekliliktir. L'Oréal Grup'ta, engelli bireylerin potansiyelini kabul ederek herkes için eşit ve adil koşullara öncelik veriyoruz. Amacımız, tüm çalışma arkadaşlarımızın tam potansiyellerine ulaşmasını sağlayacak önlemleri uygulamaktır.
Fiziksel, sosyal ve ruhsal iyilik hali, Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık ilkelerimizin temel anahtarıdır. Tasarımlarımızda özellikle erişilebilirliğe odaklanarak ofislerimiz ve diğer çalışma alanlarımızdaki engellerin kaldırılmasını sağladık. Esnek fayda yönetimimiz ayrıca çalışanların sağlık sigortası limitlerini ihtiyaçlarına göre ayarlamalarına olanak tanımaktadır.
L’Oréal Grup olarak herkesin iş dünyasında eşit ve adil şartlarda olmasının daha güçlü bir gelecek için zorunluluk olduğuna inanıyoruz. Engelli bireyler sıklıkla iş dünyasında görmezden gelinen ama potansiyeli oldukça yüksek bireyler. Yenilikler ve önlemler alarak her bir çalışanımızın potansiyelini en üst düzeyde gerçekleştirebileceği ortamlar sağlıyoruz.
Geçtiğimiz yıl, Kérastase ve Blindlook arasındaki iş birliğimiz, görme engelli müşterilere kapsayıcı hizmet sunmak için 250 salonda 500 profesyoneli eğitti ve 18.000 görme engelli tüketiciye ulaştı. Markalarımızın gücünü, yeni projelerle topluluğa fayda sağlamak için kullanmaya devam edeceğiz.
#ÇeşitlilikVeKapsayıcılık #Eşitlikİçin #KapsayıcıToplum #ÇeşitliOlmakGüçtür #EşitFırsatlar #KapsayıcıLiderlik #HerkeseEşitFırsatlar #ÇeşitlilikİçinBirlikte #KapsayıcıİşYerleri #EşitlikVeKapsayıcılık #KadınVeLiderlik #İnsanaSaygı #ToplumsalEşitlik #FırsatEşitliği #Erişilebilirlik #İşyerindeÇeşitlilik #İnsanHakları
Disclaimer: The views and opinions expressed in this article are solely those of the authors and do not necessarily represent those of TDX Consulting or the Workplace in Action® program. The content and ideas presented by the authors are their personal opinions and should not be considered the official policy or stance of TDX Consulting or the Workplace in Action® program.
Comments